Karaciğer yağlanması nedir? Nasıl korunulur?

Türk toplumunun beslenme şeklinden ve genetik yapısından kaynaklı olarak obezite hastalığı her geçen gün toplumumuzda artmaktadır. Buna dayanarak son yapılan araştırmalarda Türk toplumunun 2/3’ünün hafif kilolu ve obez bireylerden oluştuğu tespit edilmiştir. Obeziteyle birlikte toplumda artan rahatsızlıklardan biri de karaciğer yağlanmasıdır. Obez bireylerin %75’inde ve hafif kilolu bireylerin ise %15’inde karaciğer yağlanması görülmektedir. Tabi bunun yanında obeziteye eşlik eden diyabet, insülin direnci, yüksek kolesterol gibi durumlar da karaciğer yağlanmasının görülmesinde risk faktörleridir. ​ İkinci beyin olarak da geçen karaciğer organının görevleri saymakla bitmez, besin ögelerinin (karbonhidrat, protein, yağ ve bazı vitamin, mineraller) depolanması, metabolize edilmesi, ilaçların, alkolün, vücuda alınan yabancı maddelerin temizlenmesi, kolesterol ve safra salgısı, bazı hormonların üretimi ve bağışıklık hücrelerinin üretimi gibi birçok hayati fonksiyondan sorumludur. Yağlanmanın ileriki safhalarıyla birlikte karaciğer görevlerini tam olarak yerine getirememeye başlar ve baştan aşağıya bütün vücudumuz bu durumdan etkilenir. Durum bu seviyeye gelmeden karaciğer yağlanmasına karşı mutlaka önlem alınmalıdır. Öncelikle yüksek yağlı kolesterollü beslenme tarzından uzak durulmalı. Günde en az 5 porsiyon sebze-meyve tüketmeli, ortalama 3 porsiyon süt ve süt ürünleri, 2-3 porsiyon et grubu (peynir, yumurta, kırmızı et, beyaz et) ve 6-7 porsiyon da tahıl grubu besinler tüketilmelidir. Et yemeklerini yaparken daha çok ızgara, haşlama ve fırında pişirme yöntemleri kullanmalı, haftada en az 2-3 kez balık tüketmeli ve doktorunuz veya diyetisyeniniz tarafından aksi belirtilmediği sürece her gün yumurta (ekstra yağ eklemeden) tüketilmelidir. Bunun dışında ekmeklerin de tam tahıllı, kepekli, çavdarlı olarak tüketilmesi tercih edilmelidir. Bununla birlikte, karaciğer sağlığını korumak adına tüketilen alkol miktarının kadınlarda günlük 20ml’ den az olması, erkeklerde ise 30ml’ den az olması istenmektedir. Ayrıca sigara kullanımı, *fazla sayıda ilaç kullanımı da karaciğer sağlığını tehlikeye düşürmektedir. Bu faktörler karaciğer yağlanmasını, geri döndürülemeyen ve daha ciddi bir hastalık olan karaciğer sirozuna kadar ilerletebilir. Maalesef ki karaciğer yağlanması ALT-AST gibi karaciğer enzimlerine baktırılmadan veya karaciğer ultrasonu ve biyopsisi çektirmeden anlaşılamaz, bazı vakalarda yağlanma olmasına rağmen karaciğer enzimlerinde bir değişiklik de olmayabilir. Kadınlarda bel çevresi 80cm den yüksek olanlar erkeklerde ise bel çevresi 100cm den yüksek olanlar karaciğer yağlanmasından şüphelenmelidir. Hastalığın belirli bir göstergesi olmadığı gibi, tedavi edici bir ilacı da yoktur. Karaciğer yağlanmasının düzeltilmesi ve ilerlemesinin önlenebilmesi için, öncelikle eşlik eden ve bu duruma yol açan hastalıklar kontrol altına alınmalı ve fiziksel aktivite arttırmalı, beslenme şekli düzeltilmeli ve bu durumun düzeltilmesine yönelik besin destek ürünleriyle karaciğer sağlığı desteklenmelidir.